28 Mayıs 2012 Pazartesi

Sevgi neydi, Sevgi emekti...

      
     "Sevgi neydi, sevgi emekti." kaç sene öncesinin filmi al yazmalım. Geçen yıllar bu sözün etkisini hiç değiştirmedi. Sevgi hep emek olarak kaldı. Bir kadının kalbinin derinliklerine inebilmek hep zor ama emek harcayan için de bir o kadar kolay oldu. Bu hep böyleydi böyle de devam ediyor. 
       Oysa insanların kolay para kazanmak gibi kolay sevgi kazanmak gibi hayalleri de vardır. Emeksiz, çabasız. Nasıl kolay kazanılan para çabuk çıkarsa elinden, kolay sandığın sevgi de öyle uçar gider ve arkana baktığında sadece bir boşluk olur kalan. Anılar, paylaşılanlar yücelir gözünde ama paylaşılan kişi sadece bir silüettir artık seçemezsin tanıyamazsın zamanla da unutursun zaten. cık yanlış oldu:s unutmak diye bir şey yoktu di mi. Bu bir hayat gerçeği. Onsuz yaşamaya alışırsın. Kokusunu duymadan ve duymayacağını bilerek, sanki hiç bir şey olmamış gibi o koca sevgi sıradan bir flörtmüş gibi gizli saklı acılar çekerek susarsın. Görsen sokakta basarsın kahkahayı bak nasıl da mutluyum sensiz nasıl toparlıyıverdim kendimi mesajıdır o. Yüzüne her sabah çöken gözlerini görmemek için maskeler takarsın. İçin başka konuşur dilin başka söyler. Her ikisi de başının etini yer. Mantık duygu birbirine girdiğinde hadi duygu hadii sen kazanmalısın dersin içten içe ama gık çıkaramazsın. Dilin yine kapatır her duygunun üstünü. 
Bundan 25 yıl sonra benim çocuklarım da geçecek bu evrelerden ve eminim onlar da aynı satırları yazacaklar bizden sakladıkları defterlerine. Hiç bir şey değişmeyecek kadın yüreğinde. 

20 Mayıs 2012 Pazar

Kendi devletini kurmalı insan.




  Sevmiyorum zoraki sevmeleri. Zoraki gitmeleri. Ve zoraki kalmaları. Hiçbir şey zorla olmamalı şu hayatta. Ne dilerse yapabilmeli insan. Kimseye bağlı kalmadan. Ayıpmış günahmış sadece kendi karar vermeli. Kendi küçük devletini kurmalı dünyasında. Benzer dünyalardan sıkıldım ben. Birbirine özenen hayatlardan. Farklı olmaktan çekinen yüzlerden. Ayak uydurmak, çıkıntılık yapmamak deyimleri yönetir olmuş bizleri. Kınanmaktan korkan ruhlarımız var. Çekingen, içine kapanık, gerçeğin yüzde onunu yansıtan belki de tamamen sahte ruhlar. Her güne ve kişilere özel maskeler takınmak huy olmuş. Ne ilginçtir ki kimse garipsemiyor. Yanlışlar öyle hakim olmuş ki benliğimize doğru yapana şöyle bir bakılıyor. Doğru- yanlış nedir genellenebilir mi ? Kolayı; genellemek olduğuna göre evet. Çünkü biz zoru sevmeyiz, uğraşamayız hiçbir şey için. Her şey hemen olsun da "nasıl" ı önemli değil.

15 Mayıs 2012 Salı

Hangisi:)

     
    Bir insanla hayallerinin aynı bulutta yol alması ve onunla yeryüzünde karşılaşmış olmak mucize mi tevafuk mu(:

13 Mayıs 2012 Pazar

Ali Ayşe'yi seviyor.

            Ali Ayşe'yi seviyor. Ahmet Fatmayı seviyor. O bunu şu şuradakini seviyor. Tamam da sevmeyi kim biliyor? Ne demek sevmek. Evet ben de aşık olmakla sevmeyi ayrı tutanlardanım. Aşık olmak kapılmaktır, karşındaki insanın özellikleri değildir seni çeken neyin çektiğini bilmezsin ki. Ama vardır bir bağ. Ve işte o yüzden karşılıklıdır aşk. O bağ iki kişiyi birbirine bağlar. Kopar mı kopmaz mı onu kimse bilemez hoş bilmesi de gerekmez zaten. Ama fallar baktırılır, dualar okutulur, sonu düşünülür, gidişata bakılmaz. Niye bırakıveremez insanoğlu kendini, her ne olursa olsun ben aşığım diyemez gönlünden koparak. 
           Soru işaretleri bize bu kadar bağlıyken ne kadar yol alabilir insan aşkta...

6 Mayıs 2012 Pazar

Aslında karmaşık bir konu.

     

    Kader dediğin ne çok sorgulanır ve ne çok cevapsız kalır. Kadere küfürler savrulur. Kaderin mahkumu olduğunu düşünür tecavüzden, hırsızlıktan, insan öldürmekten cezaevinde yatanlar :S nasıl bir mantıktır beyinlerindeki bilmem ama kader öyle bir şey değildir. Nutuk atmak da kolay değildir biliyorum ama uyanın, kader işlerken sizin iradeniz söz konusu! Yolları seçiyoruz ve orada yaşayacaklarımız belirlenmiş. 
      Kaderi sıkıştırdığında gık çıkarmaz susar sinir olursun. Sövdüğünde bağlar ellerini yapmıyorum hiç birşey hadi bakalım der, sinir bozucu bir çocuk olur. Eğer ona bırakırsanız kendinizi -ki çok zordur:)- işte o zaman özgür kaderiniz sizin için en güzel şeyleri toplar getirir evrendeki. Neden güzel şeyler de kötü şeyler de üst üste gelir ? Neden mutluluklar artık küfürler yağdırmayı bıraktığında ve " amaan ne olursa olsun artık" dediğinde gelir? 
      Hayat sizin hayatınız ve kaderiniz de size özel, yönlendirin istediğiniz gibi ve istediğiniz kadar:)