16 Aralık 2012 Pazar

21 Aralık.

           
             Uykuyu çok seven bir milletiz. Bunun farkındayız. Rahatına düşkün, çalışmayı pek sevmeyen, çalışmadan kazanabilmenin yollarına kendini fazlasıyla adamış, piyango sırasında kuyruklar bekleyen ve bunu bir marifetmiş gibi anlatan bir milletiz. Geç kalkmak, erken uyumak değil bahsettiğim uyku. gözlerimizi gerçeğe kapatmayı çok sevmemiz. Çoğu İslamı benimsemiş bir ülkenin evlatları olarak Kuranı Kerim'de Allah'ın sadece kıyamet vaktini ben bilirim demesi ve ardından da kıyamet vakti hakkında tartışıp duranlar sapıklık içindedir diye belirtmesine rağmen hala bir tartışma, korku almış başını gidiyor. Hatta bunun için önlem alanlar bile var. Ne yazık. Kıyamette Allah bizi korusun biz önlemimizi alıyoruz diyenleri gördükçe, duydukça yok artık! dememek elde değil. 
          Peki ne olur 21 aralıkta kıyamet değil de gerçekten kötü bir şey olursa ? Bence bu ağızdan ağza yayılan toplum mühendislerinin oluşturduğu olayın biz insanlara tek bir faydası oldu: ölümü yakın görüp kendimizi sorgulamak. Oysa Allah size bunu diyor zaten ölümün nerede ve ne zaman geleceği belirsizdir.
Özür dilemesi gerekirken susanlar, işlerini erteleyenler, affetmeyip taş kesilenler, şimdiyi yaşamayıp geleceğini hayal edenler, dünya için koştururken kendisini unutanlar, annesini dövenler, babasının elini öpmeyenler birbir hizaya gelir oldular. Bu kesim kendini kurtarma yolunda ilerliyor iyi hoş. Bir de bu madalyonun ters yüzü var. Madem azıcık günümüz kaldı vur patlasın çal oynasıncılar, ölmeden yapmak istediğim her şeyi yapayım içimde kalmasıncılar, içinde kalan küfürleri yoldan geçenlere savuranlar, okulu bırakıp kendini gezmeye adayanlar ve Şirinceye kaçanlar:) Her biri ayrı telden milyonlarca insan ve her bir insanın aklında milyonlarca düşünce var şimdi. Gelecek günler ne gösterir bilinmez, bilmek de haddimize değil zaten:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder